Ana Sayfa » Yönetim Kurulu Üyeleri
Yazı Boyutu:    
İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ
1989-2009
bir hukuk ve demokrasi mücadelesi

Hazırlayan:
Ozan Ahmetoğlu


                    

İskeçe Türk Birliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu
(Temmuz 2005)

İskeçe Türk Birliği davası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (A.İ.H.M) taşındı. Birliğin dava dilekçesi avukat Orhan Hacıibram tarafından 15 Temmuz Cuma günü Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yatırıldı.

Şubat ayında Yargıtay Genel Kurulu'nun İ.T.B hakkında verdiği kapatma kararından sonra yürütülen hukuk mücadelesi Avrupa'ya taşınıyor. İskeçe Türk Birliği'nin başvuru dilekçesini A.İ.H.Mahkemesine yatıran avukat Orhan Hacıibram GÜNDEM'e yaptığı açıklamada bundan sonraki süreçle ilgili olarak bilgi verdi. İlk olarak dava dilekçesinin tipik açıdan bazı gereksinimleri kapsadığı veya kapsamadığının incelendiğini kaydeden Hacıibram şunları söyledi: "İlk olarak iç hukukun tüketilip tüketilmediğine bakılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapabilmeniz için iç hukuku tüketmiş olmanız gerekiyor. İkinci olarak da bu başvurunun mahkemenin kararından altı ay içerisinde yapılması şartı var. Bunlar saptandıktan sonra dava hangi devlet aleyhine açılmışsa o devlete iletiliyor ve sözkonusu devletin görüşleri alınıyor. Ondan sonra da davanın görüşülüp görüşülmeyeceği kararı veriliyor. Bu kararı hakimler veriyor. Davanın görüşülmesi yönünde karar çıktıktan sonra dava alt mahkemede görüşülüyor. Buradan çıkacak olan kararı taraflardan herhangi biri tatmin olmaması takdirde üst mahkemeye götürebilir. Taraflar davanın duruşmasına katılma talebinde bulunabilirler ve mahkemede sözlü olarak görüşlerini dile getirip, savunma yapabilirler. Devletler savunmalarını İngilizce veya Fransızca yapmak zorunda. Eğer devletler kendi dillerinde savunma yapmak isterlerse o zaman çevirmenlerin masraflarını üstlenmek zorundadırlar. Kişiler savunmalarını istedikleri dilde yapabilirler ve mahkeme de bize tercüman sağlamak zorundadır." Avukat Hacıibram, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürülen davaların görüşülüp görüşülmeyeceği kararının yaklaşık bir yıl sonra belli olduğunu belirtti.

İskeçe Türk Birliği Başkanı Dr. Hikmet Cemiloğlu da 1980'lerde başlayan demokrasi ve hukuk mücadelesinin bundan böyle Avrupa'da da kararlılıkla devam ettirileceğini ve adaletin kesinlikle yerini bulacağına inandıklarını ifade etti.

İ.T.B'NDEN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili olarak İskeçe Türk Birliği'nden yapılan yazılı açıklamada Yargıtay Yüksek Mahkemesi'nin aldığı kapatma kararının sadece dernek üyelerini değil, tüm Batı Trakya Türklerini hayal kırıklığına uğrattığı kaydedildi.İ.T.B'nin konuyla ilgili açıklaması şöyle: "İskeçe Türk Birliği, 1984 yılından 2005 yılına kadar ülke içinde sürdürdüğü demokrasi ve hukuk mücadelesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımıştır. 20 yılı aşkın bir süre devam eden yargı süreci ülkemizin en üst yargı mercii olan Yargıtay (Arios Pagos) Genel Kurulu'nun aldığı kesin kapatma kararıyla iç hukuk tüketilmiş oldu. Batı Trakya Türklerinin ilk sivil toplum kuruluşu olan İskeçe Türk Birliği hakkında alınan kapatma kararı sadece dernek üyelerini değil, tüm Batı Trakya Türklerini üzmüş ve hayal kırıklığına sevketmiştir. İskeçe Türk Birliği Yargıtay Yüksek Mahkemesi tarafından alınan bu kararı haksız ve talihsiz bir karar olarak nitelemektedir. Birliğimiz haklı davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde devam ettirmektedir. Bu nedenle İskeçe Türk Birliği, Yargıtay'ın kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmüştür. İskeçe Türk Birliği'nin başvuru dilekçesi avukat Orhan Hacıibram aracılığıyla 15 Temmuz 2005 Cuma günü Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yatırılmıştır. İskeçe Türk Birliği kuruluşundan bu yana her zaman anayasa ve yasalara uygun bir şekilde faaliyet göstermiş ve bölgemizin kültürel zenginliğine ve tanıtımına katkıda bulunmuştır. Azınlığımızın milli kimliğini inkar etme politikasının sonucu olarak derneğimiz hakkında alınan kapatma kararının, insan ve azınlık haklarına, çoğulcu demokrasiye ve üyesi olduğumuz Avrupa Birliği normlarına uymadığı açıktır. Bugüne kadar ülke içinde sürdürdüğümüz hukuk ve demokrasi mücadelesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde de aynı kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtir ve adaletin eninde sonunda tecelli edeceğine olan inancımızı vurgulamak isteriz."

B.T.T.D.D'NDEN AÇIKLAMA
Öte yandan Türkiye'deki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezi de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada 15 Temmuz 2005 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan resmi başvuruyla dava sürecinin resmen başladığı kaydedildi. B.T.T.D.D Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi: "20 yılı aşkın bir süredir kararlılıkla sürdürdüğü haklı davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşıyarak demokratik bir şekilde adalet arayışına devam eden Batı Trakya Türk Azınlığı, AİHM'nin büyük bir baskı neticesinde siyasi bir etki altında kalmaması durumunda İskeçe Türk Birliği'nin haksız yere kapatıldığı konusunda karar çıkmasına kesin bakmaktadır.

Yunan adalet sistemi adına kara bir leke olarak arşivlerdeki yerini alan ve siyasi bir karar olan İTB kapatma kararının benzeri geçmişte Makedon azınlıkla ilgili yaşanmıştır. Makedon Evinin kapatılması davasıda AİHM tarafından Yunan mahkemelerinin azınlıklar konusunda aldığı kararlarda ırkçı bir yaklaşım sergileyerek sivil toplum örgütlenmesinin önüne geçtiği yönünde sonuca varmış ve sabıkalı konuma düşürmüştür. Bu güne kadar inisiyatif almaktan uzak kalan Yunanlı yetkililer yüzünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmak zorunda kalınan bu dava sürecini tüm kurum ve kuruluşların hassasiyetle ve dikkatle izlemesini beklemekteyiz. Oluşabilecek siyasi baskılar nedeniyle AİHM'den çıkacak kararın etkilenmeye çalışılacağı endişemizin olduğunu belirtmek isteriz. Yargılama sürecinin tarafsız ve adil çözümlenmesi konusunda kamuoyunun gereken hassasiyeti göstereceği ve gerçek adaletin tecelli ederek İskeçe Türk Birliği'nin açılacağına inancımızın Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği olarak tam olduğunu tüm dünya kamuoyuna beyan ederiz."