İskeçe Türk Birliği

29 Ocak 1988 tarihi, Batı Trakya Türklerinin haksızlıklara, ayrımcılığa, baskılara ve milli kimliğini inkâr eden, varlığını bir tehlike olarak gören zihniyete verilen cevabının tarihidir. "Milli Direniş Günü" olarak anılan bu gün, tüm Batı Trakya Türk Azınlığı mensuplarının 1988 yılında mahkeme kararıyla kapatılan Türk derneklerinin kapatılma kararını protesto etmek üzere, tüm baskı ve engellemelere rağmen bir araya gelerek, "Müslüman olduğu kadar Türk, Türk olduğu kadar da Müslümanız" diye haykırdığı gün olarak tarihe geçmiştir.

Üzülerek belirtmek gerekir ki, aradan 29 yıl geçmiş olmasına rağmen, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın ihlal edilen ve halen edilmekte olan Azınlık Hakları ile ilgili olumlu tek bir adım atılmamış olmasını büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı ile izliyoruz. Milli kimliğimizin inkârı, vakıf mallarımızın devletin atadığı kişiler tarafından yönetilmesi, seçilmiş müftülerimizin tanınmaması devam etmektedir.

Ayrıca azınlığımızın sürdürdüğü demokratik mücadelenin en önemli mihenk taşlarından biri de İskeçe Türk Birliği davasıdır. Bilindiği üzere ünvanında Türk ibaresi bulunduğu gerekçesiyle kapatılan derneğimizin haklılığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile onaylanmış olup, 8 yıl 10 ay ve 3 gün geçmiş olmasına rağmen, bu olumlu karar çeşitli bahanelerle yürürlülüğe geçirilmemektedir.

Son olarak, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın seçilmiş müftüleriyle, Gümülcine Türk Gençler Birliği başkanının çeşitli sebeplerle Emniyet Müdürlüğüne ifadeye çağrılmaları, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği Şubelerine yönelik başlatılan adli süreç , DEB Partisi yöneticileri aleyhine suç duyuruları, Türk Belediye Başkanı'nın gözaltına alınması, tüm Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı mensuplarını derinden yaralamış ve vatandaşı olduğumuz Ülkemiz Yunanistan devletine güvenimizi bir kez daha sarsmıştır.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bu dönemde, birbirimizle uğraşmak yerine yapmamız gereken ; yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, bizleri biz yapan, manevi değerlerimize, dinimize, dilimize, örf ve adetlerimize, kültürümüze ve milli kimliğimize sahip çıkarak birlik beraberlik ruhu içerisinde mücadelemizi sürdürmektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, davamız uğrunda mücadele verip, ebediyete intikal etmiş olan büyüklerimizi rahmetle yad ediyor, 29 Ocak Milli Direniş ve Dayanışma Gününü ve bu mücadeleyi veren tüm soydaşlarımızı saygıyla anıyoruz.